Karadenizdeki en büyük rezerv ise Ünye ve Fatsada bulunuyor. Bölgede sanayicilik yapan Ünye Madencilik İşletmesinin sahibi Hamit Tecer, bölgede 250 ile 450 milyon ton arasında bir rezervin varlığını bildiklerini söyledi.
info@karadenizekonomi.com / 7.11.2018
Ünyede bir hazine var!
Bentonit, 80i aşkın kil minerallerinden biridir. Hatta en önemlisidir diyebilirim. Sanayide binden fazla alanda kullanılan stratejik önemi olan bir madenden bahsediyoruz. Yanmaz kumaş yapımından tutun, 400 dereceye dayanıklı plastikler, deterjan, demir-çelik endüstrisi, kağıt, boya yapımı, radyasyon temizlenmesi gibi binlerce alanda bentoniti görebiliriz.
Son yıllarda ABD ve Avrupada oldukça popüler hale gelen bentonit kil, ülkemizde de yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Detoks özelliği başta olmak üzere sağlığa birçok faydası bulunan bentonit kil, aslında nedir, ne değildir? Bunu, konunun uzmanı olduğunu düşündüğümüz Ünye Madencilik İşletmesinin sahibi Hamit Tecer ile konuştuk. Karadeniz Sohbetlerinde bu hafta Ünye Madencilik İşletmesinin sahibi Hamit Tecere konuk olduk.
-Kısaca sizi tanıyarak başlayalım sohbetimize, Hamit Tecer kimdir?
-İTÜ Maden Mühendisliği mezunuyum. Başta bentonit olmak üzere krom, florit, bakır, çinko, kurşun, barit, molipten, kalsit, stronsiyum, kömür, mermer, Ünye taşı gibi metalik maden ve endüstriyel mineraller konusunda kapsamlı çalışmalar yapan birisiyim. Aynı zamanda Ünye Madencilik firmasının Yönetim Kurulu Başkanıyım.
-Ünye Madencilik hakkında bilgi verir misiniz? Bir aile şirketisiniz. Diğer isimler kimdir?
-Şirket ortağımız ve yönetim kurulu üyemiz maden mühendisi Serdar Kocaoğlunun yanı sıra bilgisayar mühendisi olan oğlum Samet Tecer ile inşaat mühendisi olan oğlum Ali Tarık Tecer ile beraber şirketi yönetiyoruz. Samet finans, Ali Tarık ise ihracatın başında yer alıyor. Bu kadroyla yakın gelecekte daha kurumsal bir aile şirketi olma hedefimiz var bu kadroyla. 20 yıldır Avrupaya mal satan bir firmayız. Beyaz bentonitte dünyanın en önde gelen şirketlerinden biriyiz. Dünyanın bentonit ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayan bir kurumuz. Öncelikle bunu söyleyebilirim. Beyaz bentonitte Ünye Türkiyenin ihracatının da yüzde 80ini biz karşılıyoruz. Ünye madencilik olarak büyük hammadde yataklarıyla en fazla hammadde üreten ve bölgedeki diğer fabrikalarda satma özelliğimiz ile ve yanız amanda bu bölgenin en büyük şirketi konumundayız.
Aralarında gıda mühendislerinin de olduğu 150 kişilik istihdam yarattık. Ordu içinde önemli bir gruptayız.2008-2012 yılları arasında Fatsada OSB yüzde 50 ortaklığımız ile iyi bir tesis kurduk daha sonra 2012 de ciddi derecede ihracat yaptık, 2012 den sonra ortaklıktan ayrılarak 2017 Ocak ayında 60 bin ton yıllık kapasitesiyle kendi tesisimizi açtık. Şuan ikinci üniteyide kurduk ve kapasitemiz yıllık 120 bin tona çıktı.1 sene içerisinde 3. üniteyide kurarak yıllık 180 -200 bin ton ihracat hedefliyoruz.
-Ürün sevkiyatını nasıl sağlıyorsunuz?
-Dökme ise gemiyle ama genelde konteyner ile gidiyor. Büyük yükleri İstanbuldan gönderiyoruz. Daha çok Samsun ağırlıklı sevkiyatımız. 30dan fazla ülkeye ihracat yapmaktayız. Avrupanın neredeyse tamamına İngiltere, Uzakdoğu, Hindistan ve Pakistana gönderiyoruz.
-İhracatta hedef nedir?
-Ne kadar kapasite büyütebilirsek o kadar çok ihracat yapacağımıza inanıyoruz. Çünkü daha yapmadığımızım çok şey var. 200 bin ton mamul madde hedefimiz var. Şu anda 120 bin tona yaklaşıyor. Aynı zamanda bu bölgenin genel hammadde sağlayıcısıyız. İhracattaki payımız orayı da hesaplarsak daha fazla.
-Size ilişkin yazılanları okudukça bentonitin insan sağlığı konusundaki mucizevi önemini anladık. Gerçekten bentonit bu denli önemli bir maden midir insanlık için?
-Bentonit, 80i aşkın kil minerallerinden biridir. Hatta en önemlisidir diyebilirim. Sanayide binden fazla alanda kullanılan stratejik önemi olan bir madenden bahsediyoruz. Yanmaz kumaş yapımından tutun, 400 dereceye dayanıklı plastikler, deterjan, demir-çelik endüstrisi, kağıt, boya yapımı, radyasyon temizlenmesi gibi binlerce alanda bentoniti görebiliriz.
-Yazılanları gördükçe anlatılanları duydukça insan sağlığına yönelik uygulamalar daha dikkat çekici geldi bize. Bentonitin sağlık alanında ve genel kullanımdaki yeri nedir?
-En fazla sağlık sektöründe kullanılıyor. İnsanlığın bu madenle tanışması 5 bin yıl önceye kadar gider. İyileştiren kil, tıbbi kil ve tanrının şerbeti gibi tanımlamaları biliyoruz. Sağlık Sağlık Bakanlığı ve Gıda Bakanlığı listesinde de yer alan bir maden. Tüm gıdalara tanımlanmış. Diğer yandan sentetik atıklar dünyanın gidişini etkileyecek. Bentonit bu anlamda da önemli bir madendir. Zira, kendi başına temizleme kabiliyeti yüksektir. Büyüklerimiz giysilerini eskiden çamaşır kili ile yıkardı. Önümüzdeki süreçte sentetik maddelere bağlı olarak ekolojik dengede çok büyük olumsuzluklar olacağı anlaşılıyor. Bentonit bu kötü gidişi önlemede etkin olacaktır. Çünkü, girdiği her yerde patojenik maddeleri bağlama özelliği var. Toksin, ağır metal radyasyon, virüs, bakteri parazit, ağır metal, kirli su vb. olumsuzlukları mıknatıs gibi çekip bağlama özelliği var. Suların temizlenmesinde de çok fazla kullanılıyor.
-Tarım alanında kullanımı hakkında neler söylersiniz?
-Özellikle bizim bölgenin en önemli geçim kaynağı olan fındık tarımında da bentonitin kullanımına da dikkat çekmek isterim. Fındıkta alfatoksin yani küf ya da toprak mantarında etkili olduğunu söylemek isterim. Bentonitten yapılan bir ürünle alfatoksine çözüm bulundu. Bakılacak olursa sadece alfatoksin ile mücadelede getirisi 20 milyar liradan aşağı değil. Gaziantepte fıstık üreticileri de bentoniti alfatoksine karşı etken madde olarak kullanıyor.
-Mucizevi bir madenden bahsediyorsunuz ama yeterince tanındığına emin misiniz?
-Gıda katkı maddesi olarak kullanımına sınırlama getirilmeyen bir maddeyken E558 olarak bütün Dünya Gıda Kodeksinde yer alırken 2012 yılında nedeni henüz belli olmayan bir sebeple çıkartılmıştır. Uzun uğraşlar sonucunda gıda katkı maddesi olarak değil de daha iyisini doğrudan gıda olarak tanımlattık. Daha iyisini yaptık gıda takviyesi olarak tanımlattık. Buna ilişkin bir takım yönetmelikler hazırlanması lazım. Anlatması kolay değil ancak zamanla bentonitin önemi kavranacak.
-Stratejik bir ürün müdür?
-Kansere, HIV virüsüne, insan zehirlenmelerine, radyasyona çözüm getirdiği ortada olan bir ürün için elbette stratejik tanımlaması yapabiliriz. Önemli olan yetkililerin dikkatini çekip bizim duyduğumuz heyecanı sağlamalıyız. Bu işle ilgi duyan hem siyası hemde idari kişilerle devamlı görüşmeler yapıyoruz.Artık bu bölgenin bentoniti önemsemesi lazım. 2003- 2004 yılında dönemin Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Hilmi Gülere bir rapor sunduk. Aradan 10 yıl geçti. Önemli bir iki maddeyi değiştirebildik ama daha yapılacak çok iş var .Yakın zamanda umuyoruz ki bizim sesimiz daha iyi duyulacak ve dünya için çok önemli olan bentonitleri kendine yakışan önemi bulacak.
Killerle tedavi kadim tıbbın en eski ve en önemli tedavi, erguvanlarından biridir. Bu tamamlayıcı tıbba son zamanlarda çok büyük bir ilgi var. Yetkililerin sülük ,hacamat, ozon gibi tedavi yönetmeliği yapıp uygulamaya sokmalarını çok faydalı buluyorum. En azından bu işlerin eğitimi oluşmaya başladı herkes kafasına göre uygulama yapmıyor. Bundan sonra ilk hedefimiz killerle tedaviyi alternatif tedavi yöntemleri arasına sokup bunlarla ilgili bir yönetmelik oluşturmak olacaktır. İçmeler ve Kaplıcalar kanununa bir madde eklenerek bile bu yönetmeliğin oluşturulabileceği kanaatindeyim.
-Kafanızda pek çok proje olduğu belli…
-Proje çok ama yetişmek için zaman yok. Para değil de bilgi isteyen projeler. Deterjan mesela… Denemeler yapılıyor, çeşitli ar-ge çalışmaları yapılıyor. Sonu ne olur? Bu tür doğal maddelere ilgi hızla artıyor. Bir yoğurt projemiz var. Beklentimiz, yoğurtta iyi ve kaliteli bir bakteri yakalanırsa ekonomiye katkısı çok fazla olacağı yönünde. Ama iyi bir analiz laboratuvarı olmalı. ABDde yoğurt sanayinde çok önemli bir marka olan ve sahipleri Türk olan Çhobani yoğurtlarının sahipleri ile görüşmeler yaptık. Bentonit kili ile sütten yoğurt mayalana biliyor. Hiç koruyucu koymadan iki-iki buçuk ay dayanabiliyor.
-Bu konuda ne yapılabilir?
-Bir bentonit çalıştayı yapılabilir. Sağlıkta veya sanayide bentonit gibi. 2005 yılında denemiştik. Şimdi daha geliştik daha da büyüdük. 500 bine yakın kullanıcı var artık. Bu çalıştaydan çıkacak sonuçlar doğrultusunda madencilikle ilgili yasada değişiklikler ve eklemeler yapılabilir teşvikler geliştirilebilir.
-Çalıştayda taraflar kim olur ve nerede yapmayı planlıyorsunuz?
-Ortadoğu Teknik Üniversitesi ve biz Ünyede planlıyoruz.. Konumuz sağlık bentoniti olacak.
-Niye sağlık bentoniti?
Ham olarak yurtdışına satarsanız, tonu 25 -30 dolar arasında.Sağlık bentoniti olarak yaparsak bu ton fiyatı çok daha fazla artabiliyor. Kedi kumu, deterjan, kağıt, seramik bentoniti gibi işlenmiş olarak satarsak bin dolara kadar çıkacak. Sağlık bentoniti olarak yaparsak tonu 20 bin dolar. Bentonitin dünyada en çok kullanıldığı alan insan ve hayvan sağlığı. Kansere karşı yapılan çalışmalarda bundan sonra daha çok duyacağız. Belli bir aşamaya gelindi. İlaç olarak üretilmeyecek bu çok zor. Ama alternatif tıpta yeri olan bir maddedir. 1000 den fazla Fitoterapi uzmanı bunu biliyor.
-Kedi kumu olarak piyasada gördüğümüz de bentonit midir?
-Evet, kedi kumu en çok kullanılan bentonit türü. Pet sektörü, dünyada giderek büyüyen bir alandır. İnsan sayısından daha fazla kedinin olduğu bir dünyada, kedi kumu tüketimi olması da kaçınılmaz. Başka maddelerden de yapılıyor ama en yükselen değer bentonit.Bentonitte de en yükselen değer beyaz kedi kumu. Dünyada merkezi Türkiye, Türkiyede ise Ünye ve Fatsadır.
-Rezerv büyüklüğü hakkında bilgi verir misiniz?
-250 ile 450 milyon ton arasında bir rezervin varlığını biliyoruz. Burada 4 büyük fabrika var. Bu bölgenin beyaz kedi kumu ile ilgili şirketlerin öncüsü biziz.
-Sizin dışınızda kimler var?
-İtalyanların, Hollandalıların yanı sıra bizim dışımızda 2 tanede Türk firması kedi kumu üretiyor.
-Biraz da ülke ekonomisi üzerine konuşalım. Sizce, 2018 yılı nasıl geçti?
Kriz var. Ama biz kedi kumu olarak bakıldığında pet sektörüne hizmet veriyoruz. Hiçbir zaman kriz uğramadı bu anlamda…
-Ünye ekonomisi hakkında düşünceleriniz nedir?
Yıllardan beri en büyük beklentimiz OSB. 1988de geldik buraya. Organize Sanayi Bölgesi için bir organizasyon vardı. 30 yıl geçti hala yapılacak.. Artık bu duruma bir son noktanın konulması lazım. Üç ayrı zamanda girişimler oldu ama yapılamadı. OSB olmayan bir yerde ekonomi ve sanayiden söz etmek daha zordur..
Çok teşekkür ediyoruz…
Tin-i Mahdum
Sadece Limni Adasında bulunan Tin-i Mahtum yani mühürlü toprakla ilgili çok eskilere dayanan bir inanç var. Başlangıçta bu özel toprağın yılan sokması ve zehirlenmelerin devası olduğu düşünülüyormuş. 15. yüzyıla gelindiğinde ise başta veba olmak üzere salgın hastalıklara karşı da önleyici bir etkisi olduğunu düşünmeye başladılar. Fatihin en büyük düşmanının veba olduğu biliniyor. Onun döneminde 1455 ve 1467de İstanbulda iki büyük veba salgını oldu. On binlerce insan öldü. O tarihlerde Balkanlardan adam yolluyormuş, veba salgınının geçip geçmediğini öğrenmek için. Geçmedi haberini alınca da Balkanlarda dolaşmaya devam ediyormuş. Vebaya karşı hap gibi de yutuluyor. Fatih, bu topraktan bardaklar yaptırmış. Topkapı Sarayında hâlâ birkaç tane var onlardan. Diyelim ki; şarap ya da başka bir içecek sunulacak Fatihe, önce bu bardağa konuluyor, bir süre sonra da şaşaalı bir kadehe. İçinde zehir varsa o bardak çatlıyor!
Tin-i Mahtum nasıl çıkarılıyor?
Limni Adasındaki bir tepecikten çıkarılıyor. Yılın sadece bir günü, Hz. İsanın dirildiği gün olduğuna inanılan 6 Ağustosta… O toprak bir Hıristiyan ailesinin sorumluluğunda. Tepenin hemen yanına da bir çeşme yapılmış. Her 6 Ağustosta dini törenle tepede 2-3metrelik kazı gerçekleştiriliyor ve bir miktar rengi kızıla çalan mühürlü toprak çıkarılıyor. Çıkarılan toprak önce çeşmede yıkanıyor, sonra bezlere sarılıp ağaçlara asılıyor. Süzme yoğurt gibi… Ardından da mühürlenip İstanbula, saraya gönderiliyor. Satılması yasak. Kaçak olarak çıkarmaya çalışanın ise kellesi vuruluyor.