Tarımın gelecekte taşıyacağı öneminin farkında olduklarını söyleyen Sarpaş Tarım Makineleri Yönetim Kurulu Başkanı İshak Saraç, özellikle küçülen araziler nedeniyle minimal tarım uygulamalarında kullanılmak üzere bireysel tarım yapılabilecek araçların üretime hız verdiklerini söyledi.

60 ilde bayilik var

Ülke genelinde 60 ilde bayilikleri bulunan Sarpaş Tarım Makineleri’nin köklerinin 33 yıl öncesine dayandığını belirten Saraç’la yaptığımız söyleşide kendisinden önce firma geçmişini anlatmasını istedik. “1986 yılında Yağmur Tarım Makineleri adıyla bir aile şirketi olarak kurulduk. Sarpaş markası ise Saraçoğlu Pazarlama A.Ş. adı ile firmamızın pazarlama ayağını oluşturmaktaydı. Yağmur Tarım Makineleri ile 2017 yılında kaçınılmaz olan ayrılık sonrasında bir de yolumuza Sarpaş olarak devam ettik. O süreçle birlikte stratejimizi üretim odaklı geliştirme kararı aldık ve değişik ebatlarda motorlu çapa makineleri üretmeye başladık.”

Dış ticarette de yerini aldı

Yurtdışından getirdikleri sektörel ürünlerin pazarlamasının yanı sıra üretim odaklı yeni yapılanmayla son bir yılda istedikleri noktaya geldiklerine vurgu yapan Saraç şunları söyledi: “60 ilde bayiliğimiz var. Bazı yerlerde de bölge bayilikleri kanalıyla yan bayilikler veriyoruz. Ayrıca, bu kısa zaman dilimine sığdırdığımız yurtdışı satışımız da var. Belki kapasitemiz yeterli değil diye düşündük önceleri. O nedenle karşı taraf bizi buldu bu satışlarda. Afrika’nın kuzeyindeki ülkelerden ve Orta Doğu pazarından olumlu geri dönüşler aldık. Baktığımızda, İtalya, İspanya, Bolivya, Bosna Hersek’in ilgi alanımızda olmasından gurur duyuyoruz. Hatta geliştirdiğimiz üç yeni modelden bir tanesini İtalyanlardan satın aldık. Şimdi onların ürününü biz onlara satıyoruz.”

Yılda 7 bin adet çapa makinesi

7 bin metrekare alanda 52 kişilik istihdamla yıllık 7 bin adet çapa makinesi üreten Sarpaş Tarım Makineleri’nin önümüzdeki 5 yılda hem istihdam hem üretim olarak daha iyi bir noktaya ulaşacağından emin görünen başarılı işadamına göre tarım, “geleceğin işi” olarak görülmeli. Saraç, “Biz yıllarca kendi kendine yeten bir tarım ülkesiydik. Ama giderek tarımdan uzaklaştık. Oysa, gelecekte gıda ve su sıkıntısının yanı sıra ekilebilir alanların azalacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok. Türkiye ölçeğinde baktığımızda birbirinden bağımsız çok farklı etkenleri sayabiliriz. Çarpık kentleşmeye çanak tutan köyden kente göç bir etken. Köylerde yaşayanların artık yaşlılardan oluşması ve eskisi kadar üretememesi bir başka etkendir. Bir başka etken de ve hatta en önemlisi belki de kuşaklar arası geçişlerde toprakların miras yoluyla bölünmesi. Maalesef, bu Türkiye’nin gerçeğidir. Topraklar miras yoluyla bölündüğünde üretim de ister istemez düşüyor. Zaten ekilebilir arazi de uyarı veriyordu ki bu noktada devlet yerinde bir adım atarak bu bölünmeye son verdi” diye konuştu. REŞAT GÜNGÖR