Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
20.09.2024

“20 kişiyi işten çıkarmak zorunda kaldım”

Yılmaz Yücel ekonominin kötü durumda olmasından dolayı iki yıldır, iki şirketini zararla kapattığını ve 20’ye yakın kişinin işine son vermek zorunda kaldığını söyledi.

info@karadenizekonomi.com / 1.07.2019

“20 kişiyi işten çıkarmak zorunda kaldım”

1980 yılında kurulan Mersan Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin işletmeciliğini yapan Ordu’nun önde gelen sanayicilerinden İş adamı Yılmaz Yücel gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Ordu’nun ekonomik yapılaşmada yerini değerlendiren ve öncelikli yapılacak işin sanayide istihdama dönük fabrikalar kurulması olduğunu belirten Yücel, “Ordu ziraat, turizm ve sanayi alanında başarılı olamadı. Ekonomimizin toparlanması için istihdama dönük projeler gerçekleştirilmeli. Bankalar şu an en güçlü iş adamlarına dahi kredi vermiyor. Ekonomik durumların zorluğundan dolayı son iki yılda iki tane şirketimi zararla kapattım. 50 yıllık iş hayatımda zaman zaman plaketler ve onur belgesi almış, vergi rekortmeni olmuş birisiyim. Ama ekonomik koşullar bizi öyle zora soktu ki fabrikamda 20’ye yakın işçinin işine son vermek zorunda kaldım.” dedi.

‘’Yanlış yatırımlar yapılıyor.’’

Hükümetin yanlış yatırımlar yaptığını bu yüzden Ordu’da istihdama dönük adım atılamadığını vurgulayan Yücel, “ Ekonomik yönden çöküntü içinde olduğumuzu söylüyoruz. Ama emniyet müdürlüğü, valilik binası ve Ordu Stadyumu’na harcanan paralar dudak uçuklatıyor. Öncelik sanayide istihdama dönük projelerde olmalı. Ordu’nun Organize Sanayi Bölgesi’ne (OSB) ihtiyaç var. İstihdama dönük OSB’leri halledelim ki işsizliği ortadan kaldıralım. Bu yatırımlardan önce ekonomiye katkı sağlamak için OSB yatırımı yapılsaydı ilimizin ekonomisi şu an daha iyi bir durumda olabilirdi. Ordu’daki sanayi inşaat sektörüne bağlı durumda. İnşaat sektörü hareketli olursa bizde hareketli oluruz. Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler’le bu konuları konuşup tartıştık. İnşaat sektörünün gündeminde olduğunu, sektörle ilgileneceğini yardımcı olacağını söyledi.” ifadelerini kullandı.

“30 yıl oldu 53 km yol hala yapılamadı”

Sanayiden sonra en fazla konuşulan gündemimizin turizm olduğunu belirten Yücel, “ Her bakan, vali, milletvekili ve bürokrat, turizmin bölgede ön plana çıkacağı iddiasında bulunuyor.  Ben 1985-89 yılları arasında Ordu Ticaret ve Sanayi Odasını yönettim. O dönemde İstanbul’da turizmle ilgili düzenlenen bir panele katılmıştım. Konuşmam sırasında Çambaşı yolundan bahsettim.  Aradan 30 yıl geçmesine rağmen 53 kilometrelik yol hala yapılamadı. Sayın Valimiz Seddar Yavuz göreve ilk başladığı dönemlerde Bakan Numan Kurtulmuş’un da olduğu bir toplantıda turizmle ilgili nelerin yapılması gerektiğini anlatmıştım. Kabadüz Belediye Başkanı Yener Kaya Ordu-Çambaşı yolunun 2018’in baharına kadar asfaltlanarak bitirileceğini yolun yarım saate düşürüleceğini söylemişti. Herhalde hatırlıyordur, 2-3 yıl geçti ama yol yapılamadı.” diye konuştu.

“Ekonomik yapılaşmada Türkiye değerlendirmesinde çok gerideyiz.’’

Yılmaz Yücel, “Çağdaş, aydınlık bir şehir olan Ordu, havalimanında, oteline, plajından, teleferiğine kadar turizm cenneti olmaya aday. Turizm cenneti olacak iddiasında bulunduğumuz, insanın ömrünü uzatan oksijeni ve huzuru ile her türlü kaostan uzak ilimize,  Akdeniz ve Ege kıyılarındaki çirkin yapılaşmanın sıçramasını seyrederek kötülüklerin en büyüğünü bizler yapmadık mı? Eğer ilimizi seviyorsak, muhakkak ki seviyoruz. Çünkü; 50 yıldır bu şehir için mücadele veriyoruz. O zaman tarımda, sanayide, turizmde atılım yapmalıyız. Aksi takdirde göç verir güzel şehrimizi terk etmek zorunda kalırız. Örneğin 2017 yılında ilimizde kapanan şirket sayısı 78 iken 2018 yılına gelindiğinde ise 204 yükselmiş. Bu veriler ekonomik yönden ne durumda olduğumuzun bir göstergesi değil mi? değerlendirmesinde bulundu. NAZAN BEDİR/KARADENİZ EKONOMİ