Babadan gelme mesleğinde 20’nci yılını deviren İbrahim Yılmaz, mekânında başta kuzu pirzola ve külbastı olmak üzere dana tandır ve tavuk gibi ürünleri de servis ediyor. Sabah saat 8’de başlayan mesai yaz aylarında gece 12’ye kadar uzayabiliyor. 17 çalışanı ile adeta küçük bir fabrikayı andıran işletme yol üstünde olmanın avantajlarını da kullanırken ana yemek öncesinde masaya servis edilen mezelerle gözünüz doyuyor.

Yerli et doyumsuz lezzet

Özellikle Çarşamba ilçesinin köylerinden ve Amasya’nın yaylalarından gelen kuzu etlerini kullanan İbrahim Yılmaz, olağanüstü görsellikle donattığı sofraya kuzu etini servis etmeden önce kuzunun yanlış bilinenleri üzerine konuştu. Başarılı usta, “kuzu etinin koktuğu yönünde bir algı var. Biz mekânımızda bu algıyı yıktık. Ancak kuzu etinden anlayan kişiler bu algıyı yıkabilirdi. Bu noktada öncelikle kuzunun cinsi çok önemlidir. Misafirlerimize sunduğumuz lezzeti yerli ve yıllarca çalıştığımız yetiştiricilerden alıp işlediğimiz etlerle yakalıyoruz. Samsun’a has Karayaka kuzusunu tercih ediyoruz. Karayaka kuzusunun eti hem kokusuzdur hem yumuşaktır hem de bir o kadar lezzetlidir. Ayrıca kuzunun yaşı da doğurmamış olması da çok önemlidir. Biz titizlikle seçtiğimiz bu kuzuları tesisimiz işliyor ve mutfağımızda bulunan soğuk hava deposunda bir süre dinlendiriyoruz. Kuzu etinin kokmaması ve lezzetinin doruğuna çıkması için kesinlikle dinlendirilmesi gerekir” sözleriyle işin inceliğini anlatırken kendi elleriyle pişirip servise hazır ettiği kalem kuzu pirzolaların hakkını vermek de bize düşmüştü.

Ve yol tarifi… Samsun-Ankara karayolunu sık kullananlar için şöyle anlatalım. Samsun Şehirlerarası Otogar’ının biraz ilerisinde Üstün Avize’nin yanı başında… Mükemmel lezzetlerin sunulduğu mekândan biz beş kişi mutlulukla ayrıldık. İki kişilik bir masa için sizin ödeyeceğiniz rakam da 140 lirayı ancak bulacaktır. Kuzu etinin doyumsuzluğuna eşlik eden türlü mezeler ve özel sürahilerde gelen ayran da cabası…

REŞAT GÜNGÖR / KARADENİZ EKONOMİ GAZETESİ