Araştırmacı-Yazar Naim Güney, Ordu’da fındık fabrikalarının elektrik ihtiyaçlarını nasıl karşıladığını geçmişten günümüze anlatan yazı dizisi kaleme aldı. İki bölüm haline yayımlayacağımız yazı dizisinin ilk kısmı bu hafta sizlerle.
info@karadenizekonomi.com / 10.01.2022
Çağımız günlük yaşamının ve iş hayatının vazgeçilmez unsuru, uygarlık ve gelişmişlik göstergesi elektrik enerjisi; dünyada ilk kez 1878 yılında günlük hayatta kullanılmaya başlanmıştı. Türkiye’de ise 1902 yılında üretilen elektrik Ordu’ya ise ancak 28 yıl sonra ulaşabilmiştir.
Ordu’da 1930 yılı Nisan ayına kadar elektrik yoktu. Ordu’da sokakların elektriklendirilmesine yönelik olarak tespit edilebilen ilk girişim 1927 yılına aittir. Sokakların henüz modern usullerle aydınlatılmadığı dönemlerde geceleri şehirde her taraf karanlık olurdu. Karadeniz kıyısındaki bazı şehir ve kasabalarda olduğu gibi aydınlanma vasıtası olarak önemli cadde ve sokaklarda fenerler kullanılıyor, evlerde ve iş yerlerinde ise gaz lambaları ile yakılıyordu. Sokak fenerleri, uzun demir direklere iple çekiliyordu. Fenerler, çoğunlukla mahalle bekçileri tarafından yakılıyor ve gün ışırken söndürülüyordu. Gaz yağı Ordu’ya Batum’dan vapurla getiriliyordu.
1926 yılında İstanbul'da Cemal Nadir tarafından çıkartılan Türkiye Salon ve İlanat Gazetesi'nin eki olarak hazırlanan “İktisadi ve Ticari Ordu Rehberi” de yer alan ilanlar Cumhuriyetin üçüncü yılında, Ordu ilinin sanayileşme sürecinde kendi ürettikleri enerji ile fındık fabrikalarının kendi çözümlerini ürettiklerine dair önemli ipuçlarını vermektedir. Rehberin ilk sayfalarında il yöneticileri, belediye heyeti ve ticaret odasında görev yapanlar belirtilmiştir. “Ordu Hakkında Malumat” başlığı altında genel bilgiler kısaca verilmiştir.
Bu bilgilerde “Ordu ilinde birçok fındık fabrikası bulunmasına rağmen henüz elektrik bulunmamaktadır. Şehirde beş yüz ton kapasiteli gemilerin yaklaşabileceği 130 metre uzunluğunda demir bir iskele yapılması planlanmaktadır. Ordu’yu aydınlatmaya ve fabrikalara elektrik kuvveti vermek üzere beş yüz beygir kuvvetinde bir elektrik fabrikası tesis edilecektir. Zurnacızade Ali Kemal ve ortağı Süleyman Bey’in beraber işlettikleri Ordu Palas Oteli, İhsan Bey sineması gibi halka hizmet veren tesislerin ihtiyacı olan elektrik için kendi istihsal etmektedirler. Ordu Palas Otel’in ayrı ayrı yatak odaları, lokantası, birahanesi, özel cep sineması ve dans salonunda elektrik mevcuttu. Otelde elektrik aydınlatması sabaha kadar devam etmektedir.
1924 yılında Deniz Yolları Acentesi Halis Bey tarafından Düz Mahalledeki Rum Kilisesi’nin arkasında üç katlı kargir binada bir sinema açıldığında Ordu’da henüz elektrik yoktu. Sinemanın da filmleri oynatabilmek için kendi elektrik üreten bir motora ihtiyacı vardı. Halis Bey sinemayı açmadan Kilisenin avlusunun bir köşesine küçük bir elektrik motoru kurmuştu. Ordu dışından getirttiği özel elektrik operatörü de gereken tesisatları çekip sinemaya düzeni kurdu, üst katlarda bulunan özel localara renkli ampuller asıldı, umumi salon aydınlatıldı ve sonunda filmler oynamaya başladı. Şarlo, Lorel-Hardy, Masis Tarzan gibi dünyaca ünlü filimler gelirdi. Sinemanın sessiz dönemiydi o yıllar. Ne konuşma vardı ne de müzik. Artistlerin konuştukları sahnelerin arasına sıkıştırılan Türkçe ve Fransızca cümleleri okurdu seyirciler. 1930’da Ordu’ya ilk elektrik geldikten sonra Ordu Belediyesi’nin elektrik motorundan ilaveten alınan cereyan da filmleri sesli oynatmaya yetmezdi. Halis Beye ait elektrik motoru çalıştığı zaman film ancak sesli olurdu. Aksi halde sessiz olurdu. Bazen sessiz bir film gösterilirken sahnenin önüne yerleştirilen piyanoyu da Halis Öge’nin çocuklarından birisi tıngırdadır dururdu.
Ordu’da Fındık Fabrikalarının Elektrik İhtiyacı Nasıl Karşılanmıştı
1315 (1898) yılında Ordu’nun sahil köylerinin birçoğunda, Ulubey, Perşembe, Bolaman ve Oskara denilen havalideki köylerde fındık dikmek hususunda büyük gayret gösteriliyordu. Bu tarihe kadar yetiştirilen bahçelerden alınan ürün miktarı: 70 bin kantar (448000) kilo civarındadır. 1319 (1902) yılında, Ordu iskelesinden, 930.000 kuruş tutarında 380.000 kıyye (487.160 kg) kabuklu fındık ve 3.511.000 kuruş tutarında 630.000 kıyye (807.660 kg) iç fındık ihraç edilmiştir.
1321 (1904) yılında ise Ordu iskelesinden 980.000 kuruş tutarında 500.000 kıyye (641.000kg) kabuklu fındık ve 3.300.000 kuruş tutarında 500.000 kıyye (641.000kg) iç fındık ihraç edilmiştir. 1911 yılında Ordu İlinde ürün miktarı: 6900 tondu. 1913 yılı tarım sayımlarına göre Ordu yöresinde 108.500 dönümlük bir alanı kaplayan fındık bahçelerinden 5.416 ton fındık üretildiği görülmektedir. 1913 yılında fındığın ortalama fiyatı 4 kuruş 25 santimdir. 1914 yılında savaşın etkisiyle fiyatlar 1 kuruşa kadar inmiştir.
1. Dünya Harbi ve Milli Mücadele yıllarında fındık ihracatının durma noktasına gelmesiyle birlikte fındık dikimlerinde de bir yavaşlama olmuştur. Ancak 1924 yılından itibaren yabancı dış pazarlarla bağlantıların kurulmasıyla fındık dikimleri yeniden hız kazanmış, Ordu’lu köylüler harap olan bahçelerini bakıma almış, iç bölgelerde de boş arazilere hızlı bir şekilde fındık dikimlerine başlanmıştır.
Artan fındık üretimi ile birlikte Ordu’da fındığın işlenerek ihracı söz konusu olmuştur. Ordu kentinde doğal olarak kurulan fındık fabrikaları için elektrik ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Cumhuriyet öncesi yıllara kadar fındık fabrikalarında bulunan ve insan gücü ile döndürülen taş değirmenlerinde kırılan fındıklar kadın ameleler tarafından elde seçilip tek tek ayıklanıyordu. İktisadi hayatın bel kemiği olan fındığa yurt dışından her yıl artarak talep meydana gelmekteydi. Buna karşılık daha hızlı ve daha çok fındık işleme ihtiyacı hasıl olunca; Ordulu fabrikatörler kasabaya likit gazla çalışan çeşitli markada motor ve bunların ürettiği elektrikle çalışan muhtelif makineler getirerek kendi ihtiyacı olan elektriği üretmeye başladılar. “İktisadi ve Ticari Ordu Rehberi” Ordu’da henüz elektrik yok iken 1926-27 yıllarında kendi ihtiyacı olan enerjiyi üreten fındık fabrikası sahiplerini ve müştemilatını şu şekilde tanıtmıştı.
CORDANZADE İSA CEMALETTİN BEY: 1914 yılında açılan bu fabrika gazla müteharrik yedi beygir kuvvetinde bir kıta Alman sisteminde motorla; Fındığı alt kattan imalathane dairesine çıkaran elavatör makinesi ve teferruatını, Kırılmamış fındığı yedi kısma ayıran elek makinesini, Fındık kırmaya mahsus değirmeni, Kırılmamış fındığı kabuğundan ayırmak ve tasnif etmek için altı gözlü ayırma makinelerini çevirip çalıştırmaktadır… Cordanzade İsa Cemalettin Beyin Fabrikası bu elektrikli motorun çalıştırdığı makineler sayesinde 13 saatte on bin kilo fındığı kırar, günde yarım vagondan fazla iç istihsal etmektedir. İstanbul, Marsilya, Hamburg, Trieste, Liverpool ve New York ile ticaret yaparken her taraftan sipariş de kabul etmektedir.
HACI MEHMETZADE AHMET CEMAL BEY: Fındık Fabrikasında yedi beygir kuvvetinde gazla müteharrik bir kıt'a İngiliz motoruyla Fındık imalathanesine çıkaran elevatör makinesi ve teferruatını, kırılmamış fındığı yediye ayıran elek makinesini, fındık kırma değirmenini, kırılmış fındıkları ayırmak için beş gözlü elek makinelerini çalıştırmaktadır… İstanbul, Marsilya, Trieste, Hamburg ile ticaret yapan Hacı Mehmetzade Ahmet Cemal Bey, fabrikasında bulunan İngiliz motorunun ürettiği enerjiyle tahrik ettiği makineler sayesinde günde yarım vagon iç fındık üretmekte ve her taraftan sipariş kabul etmektedir.
HOPALI OSMAN AĞAZADE HASAN CEMAL BEY: Fındık fabrikasında, gaz ve benzinle müteharrik beş buçuk beygir kuvvetinde İngiliz sisteminde bir motoru vardır. Bu motorun tahrik ettiği makineler ise fındıkları kabuklu elek dairesine çıkaran elevatör makinesini, kırılmamış fındığı on bir kısma ayıran kabuklu elek makinesini, fındık kırmaya mahsus değirmenleri, kırılmış fındığı ayırmaya ve tasnife mahsus altı gözlü ayırma makinesini çalıştırmaktadır. Hopalı Osman Ağazade Hasan Cemal Bey fabrikasında kurduğu beş buçuk beygir kuvvetinde motorunun çalıştırdığı makineler sayesinde 13 saatte 10.000 kilo kabuklu fındığı kırar ve günde yetmiş çuval iç fındık istihsal etmektedir.
KADEMZADE İHSAN BEY: Fabrikasında gazla müteharrik beş beygir kuvvetinde plakston motoruna sahiptir. Bu motorla fındıkları imalathaneye çıkaran asansör makinesi, kırılmamış fındıklar için altı gözlü eleği, fındık kırma makinesini, kırılmış fındıklar için dört gözlü eleği çalıştırmaktadır. Kademzade İhsan Bey fındık ihracatından başka İstanbul'da bulunan Kırzadeler adına Ordu’da ham deri, ham gön, balık yağı, mısır, fasulye vesaire üzerine muamele-i ticariye ve ihracat yapmaktadır.
GEYVEZADE MURAT BEY VE ÇOLZADE MAHMUT ALİ BEY ORTAKLIĞI: Fabrikada İngiliz sisteminde beş beygir kuvvetinde bir motora sahip olup, ürettiği enerjiyle fındıkları nakil için asansör makinesini, fındıkları tasnif için altı gözlü elek makinesini, fındık kırma makinesini, kırılmış fındıkları tasnif ve kabuklarını tefrik için altı gözlü ayırma makinesini çalıştırmaktadır... Geyvezade Murat Bey ve Çolzade Mahmut Ali Beylerin ortak kurdukları şirketin fabrikası beş beygirlik motorları sayesinde çalışan makinelerle saatte 40 ile 50 çuval iç fındık hazırlamaktadır. Şirket; İstanbul, Hamburg, Trieste ve saire ile ticari muamele yapmaktadır.
GÖZÜKANLIZADE SALİM BEY VE SARI MEHMETZADE NEZİR BEY ORTAKLIĞI: Fındık Fabrikasında sekiz beygir kuvvetinde gazla müteharrik Deutsche Alman sisteminde bir kıta motora sahip olup fındıkları nakil için kullanılan elevatör makinesini, kırılmamış fındıkları tasnife mahsus yedi gözlü ayırma makinesini, kırma değirmenini, kırılmış fındıkları tefrik ve tasnif için beş gözlü iç eleğini çalıştırmaktadır... Her yerden sipariş kabul olunan Gözükanlızade Salim Bey ve Sarı Mehmetzade Nezir Bey Ortaklığına ait fabrikada kurulu bulunan likit gazla çalışarak elektrik üreten bir motorun çalıştırdığı birçok makine sayesinde; on iki saatte on bin kilo fındık kırmakta ve yarım vagon iç fındık istihsal etmektedir.
Yazının ikinci kısmı haftaya sizlerle olacak.